p.238-239, Man and Time, papers from Eranos yearbooks, edited by Joseph Campbell, Helmuth Plessner's article entitled 'On the Relation of Time to Death''Efsanenin zaman sezgisi, aynen en sade yönelim sürecinden gelişen uzay gibi, nitel ve somuttur. 'Efsane için, 'başlı başına' bir zaman sözkonusu değildir' diyor Cassirer 'daimi bir müddet ya da muntazam bir oluş ya da silsile yoktur; sadece belli bir içeriğin yapılanışı ve daha sonra da bunların bazı zamansal Gestalt'lara, bir geliş ve gidişe, ritmik bir varoluş ve dönüşüme yol açmaları söz konusudur (6). Cassirer'in sözlerini tersine çevirip tören olmaksızın zamanın geçmediğini de söylememiz mümkündür. Efsanenin zamanı, sahneye konulmuş zamandır; Güneş, Ay ve yıldızların konumlarının değişiminin, mevsimlerin değişiminin kutlanmasıdır. Bu zaman nesnel ya da öznel değildir, fiziksel ya da tarihsel değildir (çünkü bu gibi ayrımlar efsane insanının dünyaya karşı tavrına yabancı şeylerdir); sadece beşer, yeryüzü ve gökyüzü arasındaki karşılıklı haller şeklinde deneylenir ve düşünülürler'
(6) Ernst Cassirer, The Philosopy of Symbolic Forms, tr. Ralph Manheim (Xew Haven, 1955), Vol. II, p.108