'Batıda bütünüyle farklı bir Ben nosyonu sözkonusudur. Freud'u okuduysanız, İd 'in ne olduğunu da duymuşsunuzdur. İd arzu duyar ve korkar. İd ,yani eğitim almamış, ilkel psişenin masumane dinamizmi, Hint efsanelerinde tasvir edilenin ta kendisidir.
Oysa Freudgil Ego, İd'den başkadır. Freudgil Ego Psişenin ampirik gerçekliğe dönük bir işlevinden ibarettir. Psişenin 'bunu-daha-önce-hiç-yaşamadım' tarzındaki benzersiz fırsatı fark eden işlevidir ve Freud'un gerçeklik ilkesi ismini kullandığı kişisel sorumluluk hissiyle harekete geçer.
Bunu bilhassa vurgulamak istiyorum. Buradaki anlayışımız, Psişenin sadece ilkel keyif dürtüsünden ayrı olarak değerlendirilmesi gereken bir işlevi bulunduğu yönündedir ve bu işlev 'burada ve şimdi' gerçekliğiyle alakalıdır. Doğulu sistemde sadece iki büyük dürtü mevzubahistir. Bunlardan biri İstiyorum, diğeri ise Mecbursun 'dur. Budha'nın yaptığı üzere bütün istekleri bir tarafa atacak cesareti bulana kadar, kurallara uymak ve istek sisteminizi buna göre dengelemek mecburiyetinde kalırsınız.'
(Track 7; The Freudian Ego, A Negative Power in the Orient; The Collected Lectures of Joseph Campbell;
Lecture I-1-3 Symbolism and Individual; November 16, 1961; The Cooper Union; New York NY; L44)