Bektasılık, öbur mistik Müslüman tarikatlarına benzetilemez. Gerçekte, herşeyden önce Bektaşilik, bir halk dini, daha doğrusu göcebe halkların dinidir. Yani, Bektaşılık özünde, doğa güçlerinin, bitkilerin ve mevsimlerin dönuşumlülügüne bağlı, göcebe bir cemiyetin inançlarının ayırıcı nitekiklerini taşır. Zaman kavrayışı, çağdaş cemiyetlerde olduğu gibi, dogrusal ve ilerleyen bir zaman kavrayışı değil, dönen bir zaman kavrayışıdır. Gün, gecenin; baharın yeniden gelişi, kış boyu bitkilerin ölüşünün; yaşam ölümün yerini alır. Bu Ebedi Dönüş Çemberi'dir.
Irène Mélikoff, Uyur idik Uyardılar, Alevilik-Bektaşılık Araştırmaları
Bektasilik Uzerine
Moderator: Ercan2121
Günümüzde, Türkiye de, Bektaşiler ve Aleviler olmak üzere, iki ayrı zümre vardır. Bu iki zümre arasındaki fark, öncelikle sosyal niteliktedir. İnançlar aynıdır. Her iki zümrenin de zengin bir halk edebiyatı vardır; hatta edebiyatları aynıdır. Kam-ozanın koruya geldiği, Eski Türklerin sözlü edebiyatı, bu edebiyatın temeli olmuştur.
..........
Bektaşi gibi Alevi de Hacı Bektaş-ı Veli ye bağlıdır. Fakat Bekaşiler, yüzyıllar boyunca, müritleri kentli nüfustan oluşan çelebi bir tarikat durumuna gelmişlerdir.
...........
Fuat Köprülü Alevileri Bektaşilere bağlama amacıyla, onlara "Köy Bektaşileri" diyordu ve bunda haklı idi; çünkü inançları Bektaşilerinkinden farklı olmamakla birlikte, umumiyetle ümmi ve ve tahsilsiz kalmışlardı.
Şimdi Alevi sözcüğüne dönelim bilimsel açıdan bu sözcük yanlıştır. Alevilerin tarihteki adı Kızılbaştır. 15 ve 16. yy da Kızılbaşlar, ilk Safavıler olan Şeyh Cüneyd, Haydar ve Şah İsmail taraftarı Türkmen boylarıydılar. Kırmızı bir serpuş giyiyorlar, bunun için de onlara Kızılbaş deniyordu.
...........
Alevi sözünün, Kızılbaş deyiminin yerini alması, daha yakın bir zamandadır.
aynı eser den alıntıya devam
..........
Bektaşi gibi Alevi de Hacı Bektaş-ı Veli ye bağlıdır. Fakat Bekaşiler, yüzyıllar boyunca, müritleri kentli nüfustan oluşan çelebi bir tarikat durumuna gelmişlerdir.
...........
Fuat Köprülü Alevileri Bektaşilere bağlama amacıyla, onlara "Köy Bektaşileri" diyordu ve bunda haklı idi; çünkü inançları Bektaşilerinkinden farklı olmamakla birlikte, umumiyetle ümmi ve ve tahsilsiz kalmışlardı.
Şimdi Alevi sözcüğüne dönelim bilimsel açıdan bu sözcük yanlıştır. Alevilerin tarihteki adı Kızılbaştır. 15 ve 16. yy da Kızılbaşlar, ilk Safavıler olan Şeyh Cüneyd, Haydar ve Şah İsmail taraftarı Türkmen boylarıydılar. Kırmızı bir serpuş giyiyorlar, bunun için de onlara Kızılbaş deniyordu.
...........
Alevi sözünün, Kızılbaş deyiminin yerini alması, daha yakın bir zamandadır.
aynı eser den alıntıya devam
zuzu
Merhaba sevgili az Bektaşilik hakkında vermiş olduğunuz bilgiler için teşekkür ederim. Bldiğiniz gibi osmanlı devletinin yapı taşı olan birçok ileri görüşlü olan mumtaz şahsiyetler bektaşilik egitimi almışlardır. Yeniceri ocağı bektaşilerin eseridir